buharalıbilvanisli.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

buharalıbilvanisli.com

Sofilerin Buluşma Noktası Buhara
 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
buharalıbilvanisli.com Son Konular
KonuYazanGönderme Tarihi
Salı Şub. 08, 2011 11:13 am
Cuma Ocak 28, 2011 9:56 am
Salı Ocak 11, 2011 10:43 pm
Salı Ocak 11, 2011 10:41 pm
Çarş. Ocak 05, 2011 8:01 am
Çarş. Ocak 05, 2011 7:57 am
Çarş. Ocak 05, 2011 7:40 am
Salı Ocak 04, 2011 6:58 pm
Salı Ocak 04, 2011 6:32 pm
Salı Ocak 04, 2011 6:32 pm
Salı Ocak 04, 2011 9:37 am
Ptsi Ocak 03, 2011 7:15 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 7:02 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:55 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:43 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:27 pm
Perş. Ara. 30, 2010 10:23 am
Perş. Ara. 30, 2010 8:27 am
Paz Ara. 26, 2010 2:53 pm
Paz Ara. 26, 2010 2:43 pm
Cuma Ara. 24, 2010 8:11 pm
Cuma Ara. 24, 2010 1:34 pm
Cuma Ara. 24, 2010 8:50 am
Perş. Ara. 23, 2010 1:19 pm
Perş. Ara. 23, 2010 8:12 am
Similar topics

 

 Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
perverde

perverde


Mesaj Sayısı : 131
Kayıt tarihi : 01/07/10
Yaş : 43
Nerden : Kocaeli/İzmit

Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup Empty
MesajKonu: Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup   Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup Icon_minitimeC.tesi Ağus. 21, 2010 11:32 am

ALLAH'IN ADIYLA BAŞLARIM
Bütün hamdler, cûd sahibi olan Allah'a mahsustur. Salât ü selâm Makâm-ı Mahmûd sahibi Efendimize, kâinatta temiz rûhlu olan âline ashâbına olsun! Bundan sonra, bu mektûb, alem kutbu kaymakamının perverdesinden sıdk ve vefa sahisi., kalbiyle Allaha müteveccih, mâsivayı terk eden, muhabbet ateşiyle yanan, sohbet ve ülhete haris, Nakşibendî nisbetinin sahibi, Seyda hazretlerinin halifesi, (huzûrlu) vakit ve safâ sahibi efendimiz Molla Mustafayadır. Kendisinde cezbe ve muhab betîn hâsıl olması hususunda Allah onu mütevekkil kimse eylesin!Perverdeye mektûbunuz vâsıl olmadan üç veya dört gün önce, sizi özleyip kalbî muhabbetinizin harâretiyle alevlendi. Kendisinde sabır kalmadı. Dolayısiyle, hakkınızda, vefânıza ve perverdeyi nefsinize tercih ettiğinize dair, Muhammed said ile konuştu. Mektûbunuz gelinceye kadar, bu durum kendisinde devam atti. Onunla gayet sevinerek Allaha hamd ü şükr etti. Zira perverede, yükselmesini ve makamının artmasını, Üstad-ı a?zama (Radıyallahü anh) tâbi olanların kendisine yapacakları iltifatlarından bilir. Beyit:
Câmî (Abdurrahman), senin meclisinde bulunmak hevesinden başka bir şey arzû etmez. Lâkin sultanın huzuruna çıkması için, fakir kimseye kim yol verir.Perverdeye makamdan bir şey yoktur. Olsa da Üstad-ı a?zam tâbîlerin nazarları ve onlarla yaptığı sohbetlerindendir. Beyit:
Ayna sensin, (Ey sevgilim) o (Câmî) aynanın bezeyicisidir. Sen gizlisin, o aşikârdır.
Manâyı sen böyle ifade edersin ey şeker ağızlı. Ben ise, kitab cildi, ses ve harfim. (*)
Hülâsa perverde kusurlu da olsa, sizin gibilerin himmetinden ümidini kesmez. Kerem ve vefâ ehli olduğunuz hâlde, nüsıl ümidini keser zira kerîm kimse, dilencisini boş çevirmez.
Mektûbunuzda tevveccüh yapılmasının keyfiyetini sormuşsunuz. Efendim, perverde o hususta cevap verecek kabiliyette değil. Lâkin ya üstâd- azam veya şeyhimizden (Radıyallahü anhümâ)işittiğine veya anladığına göre, konuşacaktır. Üstad-ı a?zamın âdeti, teveccüh yapmadan önce, Allah?a âşık olanların yazdıkları kitablarını okumasıyla, bast ve neş?esine sebeb olacak bir kimse ile sohbet etmekle meşgul olup, konudan hariç hiçbir şey konuşmazdı. Belki sâdâtlardan bu husus, kendi mürşidinden (Radıyallahü anhüm) bahs ederdi. Teveccüh zamanı yaklaşınca, cemaate oturmalarını emr ederdi. ?Şübhesiz sâdâtın nisbeti, mürşid, cemaatını otur emri eylediği zamanda, teveccüh eder derdi. Öyle ise emr olundukları zaman, beklemeden hemen oturmaları lâzımdır. Teveccüh zamanı gelince, âdâba göre mürşid abdest alıp, abdest âzaları kurumadan önce, teveccüh yapılacak yere acele gitmelidir. Lâkin abdest, sünneti kılınacak kadar zaman geçmemesi lâzımdır. Yine teveccüh terbiye bakımından, abdestten sonra, sigara içmemesi, acele etmeden vekar ve huzur içinde yürümesi, mânen mürşidinin kendi önünde bulunduğunu düşünmesi icab eder. Teveccüh yapılacak evin kapısına, veya teveccüh yapılacak yerin yakınına ulaşınca, bütün cemaatin ferdlerinden istimdad edip, kendisinin o işe lâyık olmadığını belki boş olan bir su kabı gibi olup bu teveccüh ve irşad mertebesinden bir çok merhalelerle uzak olduğunu düşünmesi, müridlerin teveccühden istifadelerini kendinden bilmeyip belki üstaddan onu emir eylediği sebebiyle olduğunu bilmesi lâzımdır.

Beyit: Ben neyim, bir şey değilim. Benim rûh ve revanım sensin. Ben kuru bir ağacım, üzüm bağı değilim. Bağ ve bahçem sensin. Sensiz bir adım bile koşamam, duruşum, gidişim, sensin.
Mürşid, bunları yaptıktan sonra, cemaatin halkasına dahil olup, ya iki rekat düha, ya da abdest sünnetinin namazına veya mezhebine muvafık ise, her ikisine de niyet ederek iki rekat namaz kılar, salâmdan sonra bir Fâtiha ile üç defa İhlâs (Kulhüvallahü Ehad) sûresini okur, sonra dua etmeye başlar, (nakşî sâdâtın silsilesini okurken) tarikat reisinin bahsine gelince, yüzünü cemaatin halkasına doğru çevirir. Üstad-ı azamın bahsine gelince, üstadın bulunduğu cihete doğru yönelir, kendisine (tarikat sâdâtının) rûhâniyetleri zâhir olunca, hemen kalkıp, rûhâniyetler cemaat halkasının hangi tarafına giderlerse, arkalarından gitsin! Zahir olmazlarsa, istediği tarafa gidip o tarafa teveccüh eder. Bu durum, rûhâniyetlerin de o tarafa gittiklerine alâmettir. Mürşidin teveccüh yapması, üstadın rûhâniyetinde fâni olmakla olur.
Üstad-ı azam, (Radıyallahü anh) yaptığı bâzı teveccühleri hakkında buyurdular ki: Ben maneviyatda falana giderek ondan nisbet aldıktan sonra, teveccüh saflarının aralarında dolaştım Şeyhimiz de, (Radıyallahü anh) Ben her bir ferde üç teveccüh yapıyorum. Yalnız bana vasıta oluşundan dolayı üstadımdan kendim için, sonra hem kendime hem de teveccühünü yapacağım kimseye, istimdad eder, daha sonra, nefsimi üstadın nefsinde fenâ (yok) edip o kimsenin teveccühünü yapıyorum buyurdu.
Teveccüh etmeye liyâkatim yok diye uzun uzadıya yazdığın mes?elenin cevabı şudur: bu görüş, teveccüh yapana lâzım olan şartlardandır. Hattâ teveccüh eden kimse, nefsini teveccühte bulunan bütün kimselerden hattâ bütün eşyalardan daha aşağı olduğunu bilmesi lâzımdır.
Bu tarikat reisi olan Hâce Behâuddin Nakşibend (Kuddise sirruh) buyurdular ki, Şübhesiz nefsimi her şeyle karşılaştırdım. Onu her şeyden hattâ köpeklerin artığından daha aşağı, daha hakîr, daha zelîl olduğunu gördüm
Hâce El-Ahrar da (Radıyallahü anh), Eğer vecd, şevk sahibi bir yoldan gidip de onda yatan bir köpeği zarûretsiz olarak uykusundan kaldırsa, buna üzülmeyip durumu değişmezse, onun bu durumu şeytandandır buyurdu. Teveccühü yapan mürşid, üstadının emrine imtisal etmek maksadıyla, ne için kendisine emr eylediğinin sebebini bilmeden teveccüh edecektir. O senada badest bozulup bozulmadığı zannına iltifat etmez. Bâzı müridler, Allah?ın aşkıyla müşerref olup, onlardan zâhir olan aşk, manevî yaklaşma (sâdâta) ve rûhâniyetlerinin huzûruna katılmalarındandır. Teveccühe katılan mürid, (sâdâtın) Allah?a olan muhabbet ışığından yansıtmalarından yansımış olur. O esnada kendisinde hâsıl loan korku hâletinin sebebi de budur. Zira ?müridin durumu, kendisine aks eden şevk ve korku hâletinden anlaşılır. demişlerdir.
Mektûbunda yazdığın Hacı Ahmed kızının meselesi ve kalem ile beyan edilmeyecek kadar zuhûr eden eziyet ve hâdise hakkında, perverde, Ebeveynine Allahtan, en iyi sevab ve Molla Dervişe de lâyık olduğu cezayı versin!?diye dua eder. Perverdenin zannına göre, bu musibet, ebeveynleri için yüce Allah katında makbul olmalarına ve Üstad-ı azama (Radıyallahü anh) karşı olan muhabbet ettikleri davalarında doğruluklarına delâlet eder. Hattâ bu, onların mezkûr davalarına bir şahid hem de kâmil bir şahidtir. Çünkü her ikisi, Molla Dervişin Üstad-ı azama mensub olduğu için rızâsını kendi rızâlarının üzerine, reyini kendi reylerinin üzerine tercih etmişlerdir.
Pervrede, ellerinizden öper, duanızı diler. Dünyadaki her şeyden kendisine Üstad-ı azamın bulunduğu mekânın komşuluğunu seçen, en doğru yoldaki halifesi Reşid de ellerinizden öper, duanızı diler.
Allah, efendimiz Muhammede, (Sallâllahü aleyhi ve sellem) bütün âl ve ashâbına salât ü selâm eylesin!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ŞaHa Meftun

ŞaHa Meftun


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 30/06/10
Nerden : Ankara

Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup Empty
MesajKonu: Geri: Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup   Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup Icon_minitimeC.tesi Ağus. 21, 2010 7:56 pm


Teveccühü, diğer yönleriyle Hazret 'den( k.s. ) okumak da ayrıca güzel oldu ...Rabbim razı olsun kurban ...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
haydarı kerrar

haydarı kerrar


Mesaj Sayısı : 355
Kayıt tarihi : 02/07/10
Nerden : ANKARA

Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup Empty
MesajKonu: Geri: Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup   Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup Icon_minitimeSalı Ağus. 24, 2010 8:09 am

Emeğine yüreğine sağlık kardeşim rabbim razı olsun.vesselam
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
gespenst

gespenst


Mesaj Sayısı : 588
Kayıt tarihi : 24/06/10
Nerden : ANKARA

Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup Empty
MesajKonu: Geri: Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup   Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup Icon_minitimeSalı Ağus. 24, 2010 3:48 pm

Rabbim razı olsun ne güzel bu şekilde okumak bu olayı kardeşim evet ben hep bunu dedim ;

Teveccüh = Cennetin Kokusu ,hiç bu kadar yakın hissetmemiştim hamd olsun orada saf tutturup o nefesi içine çektirene hemde azameti kadar hamd olsun vesselam
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Teveccüh Hakkında Mektubatı Hazret 13.mektup
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Müridin Halini Mürşidine Arzedip,Cevabı Mürşidin Yüce Görüşüne Bırakması Hakkında (Mektubat-ı Hazret 8. Mektup)
» Mektubat-ı Hazret 30. Mektup
» Sohbetsiz Geçen Zamanın Zayii Ve Sahibininde Aldanmış Olduğu Beyanındadır (Mektubat-ı Hazret 25. Mektup)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
buharalıbilvanisli.com :: İslam Ahlakı ve Tasavvuf :: Nakşibendi :: Mektubat-ı Rabbani :: Mektubat-ı Hazret-
Buraya geçin: