El-AHİR (C.C.)
“Bakî olan, sonu gelmeyecek son.”
Kâinatta ne varsa, büyük küçük ne bulunuyorsa herşey biter, herşey helak olur, herşey fena bulur, ancak Allahü Teâlâ kalır. O'nun varlığının evveli olmadığı gibi sonu da yoktur. Nihayetsiz kudret sahibi O'dur. O Zât-ı Kibriya'ya “Ahir” demek, ondan önce biri var demek değildir. O'nun varlığı ezelî ve ebedîdir. Varlığının başlangıcı nasıl yoksa nihayeti de yoktur.
Ve Kur'an-ı Kerim'in beyaniyle:
“O'nun zâtından başka herşey helak olacaktır.” [199]
“Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak, ancak azamet ve ikram sahibi rabbinin zâtı baki kalacak.” [200] âyetlerinin ifade ettikleri mânâya göre bütün varlıkların tamamı helak olacak, ancak O kalacak.
Bilindiği gibi âlemdeki bütün varlıkların iki ucu vardır. Biri başlangıç, biri de son. Yani biri doğduğu, biri de öldüğü uçtur.
Meselâ: Güneş sabah doğuyor, akşam batıyor. O'nun bir doğuşu bir de batışı vardır. İşte her yaratık böyledir. Fakat, kudretine ve rahmetine nihayet olmayan Allahü Teâlâ böyle değildir. O, hem Evveldir. Zira bütün kâinatı yoktan var eden O'dur. Hem Ahirdir. Çünkü herşey fena bulacak, ancak O kalacaktır. Hâsılı, bütün yollar döner dolaşır O'na varır...
Zenginlerin nesi varsa O'ndan, güzellerin nesi varsa O'ndan, hükümdarların kuvvet ve kudretleri O'ndan, hayat sahiplerinin ömürleri O'ndandır. Ve herkes ona döndürülecektir. Evet:
Yaratan bin bir çiçek,
Bir O var.
İşte ölümsüz gerçek,
Bir O var!..
Hükmeden tene, cana,
Mâlik gönül kasana,
Senden de yakın sana,
Bir Ovar!.. [201]
[199] Kasas,88.
[200] Rahman, 26, 27.
[201] Mustafa Necati Bursalı, Esma-i Hüsna Şerhi, Erhan Yayınları: 254-255.