Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) şöyle buyuruyor:
Tasavvuf demek: Kişinin yapmış olduğu iyilikleri ve başkalarından gördüğü zulümleri unutmasıdır.
Sûfi çok sadıktır, oturaklıdır. Dağları yerinden oynatacak bir kasırga çıkmadıkça sûfi yerinden oynamaz. Yani,onu hal ve makamından aşağı indiremezsiniz.
Sûfi, kendisinin başkalarına yapmış olduğu kötülükleri unutmamalıdır. Ayrıca, başka kimselerden görmüş olduğu iyilikleri de unutmamalıdır, gözden uzak tutmamalıdır.
Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) İmam-ı Rabbânî´nin (k.s) Mektubatını kaynak gösterip şöyle sohbet ettiler:
"Herkes kurtuluşa erebilmek için şükretmelidir. Şükür ise şudur:
a) İtikadını ehli sünnet vel cemaate göre sağlamlaştırmak.
b) Dört mezhebin müçtehidlerinden (Allah hepsinin çalışmalarından razı olsun) birine göre amel etmek.
c) Sûfilerin yoluna girmekle şereflenmek.
Şeriata uygun olarak elbise giyinip, yemek yemek şükürden sayılır.
Elbise ve yiyecek gibi mubah işlerde kendini zorlayarak da olsa şeriata uymaya niyet etmek, onlardaki zararı defetmeye yeterlidir.
Meselâ, güzel elbise giymek isteyen bir kimsenin, elbiseyi sıcağa ve soğuğa karşı koymak maksadı ile giymesi, yine canı iyi yemek isteyen bir kimsenin yemeği ibadetle kuvvet bulmak niyeti ile yemesi ve eşini sık sık arzulayan bir kimsenin ilişkisini haramdan korunmak niyeti ile yapması gibi...