buharalıbilvanisli.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

buharalıbilvanisli.com

Sofilerin Buluşma Noktası Buhara
 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
buharalıbilvanisli.com Son Konular
KonuYazanGönderme Tarihi
Salı Şub. 08, 2011 11:13 am
Cuma Ocak 28, 2011 9:56 am
Salı Ocak 11, 2011 10:43 pm
Salı Ocak 11, 2011 10:41 pm
Çarş. Ocak 05, 2011 8:01 am
Çarş. Ocak 05, 2011 7:57 am
Çarş. Ocak 05, 2011 7:40 am
Salı Ocak 04, 2011 6:58 pm
Salı Ocak 04, 2011 6:32 pm
Salı Ocak 04, 2011 6:32 pm
Salı Ocak 04, 2011 9:37 am
Ptsi Ocak 03, 2011 7:15 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 7:02 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:55 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:43 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:27 pm
Perş. Ara. 30, 2010 10:23 am
Perş. Ara. 30, 2010 8:27 am
Paz Ara. 26, 2010 2:53 pm
Paz Ara. 26, 2010 2:43 pm
Cuma Ara. 24, 2010 8:11 pm
Cuma Ara. 24, 2010 1:34 pm
Cuma Ara. 24, 2010 8:50 am
Perş. Ara. 23, 2010 1:19 pm
Perş. Ara. 23, 2010 8:12 am
Similar topics

 

 KUDSİ HADİS ÜZERİNE

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
gespenst

gespenst


Mesaj Sayısı : 588
Kayıt tarihi : 24/06/10
Nerden : ANKARA

KUDSİ HADİS ÜZERİNE Empty
MesajKonu: KUDSİ HADİS ÜZERİNE   KUDSİ HADİS ÜZERİNE Icon_minitimePaz Haz. 27, 2010 12:11 pm

Bir Kaç Not





Sonsuz hamd Alemlerin Rabbine, Salat ve Selâm kâinatın efen­disi hazreti Peygamber efendimize olsun. Böylesi bir kaynağın yayınevimiz tararından sizlere ulaştırılmasının sevinci içindeyiz.

Bildiğiniz gibi Madve Yayınevi neşriyatının tamamıyla siz okuyuculara nitelikli, ve kalıcı kitaplar ulaştırmayı bir 'hedef te­lakki etmiştir.

Bu cümleden olarak elinizdeki Kudsî Hadisler Mecmuası da, hem bilgilenmek isteyen herkesin, hem de ilim erbabının kütüphanesinde özel bir yer tutacaktır İnşallah.

Bilindiği üzere Kudsî Hadisler, îslâm şeriatının ikinci kay­nağıdır. Manası Allah Celle Şanuhu'dan olup lafzı Hazreti Pey­gamberimiz efendimize aittir. Bu itibarla da Kur'an-ı Kerîm'den sonra, Hadis-i Şeriflerden de bir önce gelen serî delillerdendir ki, diğer Hadisler (Hadis-i Nebevi) Kudsî Hadislerden sonra zikredilir. Bu bir.

İkinci mesele; bu günlere gelene kadar, 40 ve 75 Kudsî Hadis gibi mecmualar neşredilmişse de, bütün Kusdsî Hadisleri, Kütübi Sitte ve Muvatta gibi bir kaynaktan toplayan, biraraya getiren ol­mamış bildiğimiz kadarıyla. Biz ise Kudsî Hadisler kitabini neşretmekle, böyle bir gerekliliği de inşallah kültür hayatımıza ka­zandırmış olacağız. Ayrıca şunu da belirtmeden geçemeyeceğiz, elinizdeki eserde bazı hadisler rivayet farklılıklanyla tekrar veril­miştir. Bu tekrarlan kitaba alma zaruretimiz iki sebepten kaynak­landı. Birisi, kitabın - orjinal tasnifini aynen muhafaza ettik ki, yayın ve tercüme anlayışımış ve kavrayışımız, bunu gerektiriyor­du. Aksi takdirde siz okuyucuların "çok biliyorsanız kendiniz yazın, bu kitabı tercüme ettik demeyin" diyebilme yetkisi doğardı ki, yıllardır bu uyanıklığı kazandırmak için çaba sarfeden bir yayınevidir Madve Yayınları. Eseri aynen tercüme etmekteki ikinci sebebimiz ise; Buharî ve Müslim'in ve diğer hadis kaynaklarının dahi farklı'rivayetleri ayıklama yoluna gidemediği, bütün rivayet­leri farklıhklarıyla verdiği bir sahada, haddimizi bilip edeple dav­ranmak zaruretidir. Zira bir ayrıntı gibi görünen farklı rivayetle­rin, yani rivayet farklılıklarının, bir içtihada, bir mezhebin görüşüne delil teşkil ettiğini bildiğimiz kaynaklar üzerinde beşerî kafamızla ayıklama yapmak ancak haddini bilmezlik ve edepsizlik olurdu hafazanallah.

Bu arada zikretmeden geçilmeyecek bazı meseleler daha var, fa­kat, kitabın incelenerek değerlendirilmesini sizlere bırakmak ni­yetimizden dolayı ayrıntıya girmek istemedik.

Bizim hatırlatmak istediğimiz notlar, öz itibariyle sadece şunlardır ki, kitabın anlaşılabilmesi için gerekli olduğu kanaatiyle zikretmek durumundayız. Elinizdeki eser, "Daru'l-Kütübi'l-Ümiyye" tarafından bir heyete hazırlattırılıp 400 tane numaralı ha­dis içermektedir. İki cilt halinde neşredilmiştir. Yayınevimiz, Muhterem Ahmed Varol hocaefendinin hiç bir ayıklama ve ekleme yapmadan tercüme ettiği eseri, orjinal şekliyle neşretmektedir. Ancak kaynakları, hocaefendi tarafından tetkik edilerek concor-dance ile uyuşup uyuşmadığı taranmış, eğer var ise farklılıklar dipnotlarda zikre dihniştir. Böylece dipnotlanyla hadis kaynakları, hem orjinal esere hem de concordance ile bütün dünyada geçerli olan sisteme uygun şekilde düzenlenmiştir. Ve iki cildi de bir ara­da neşretmek mümküm ve iktisatlı olmasına rağmen; kaba bir cilt olmaması için iki estetik cilt halinde sizlere sunulmuştur.

Kalpleri en iyi bilen Allah'tır. Elinizdeki bu çalışma, inşallah çok çok istifade edilebilecek bir eser olacaktır. Çalışma bizden tevfik Allah'tandır.

Madve


Mukaddime





Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun. Hayırlı son, Allah'dan hakkıyla korkanlar içindir. Salat ve selam Peygamberlerin en üstünü ve sonuncusu olan efendimiz Muhammed'e, Onun te­miz âline, üstün vasıflarla bezenmiş ashabına ve kıyamet gününe kadar Ona iyilikle uyanlara olsun.

Bu kitap aşağıda zikrolunan hadis kitaplarında geçen 'Kudsî Hadisleri' içine almaktadır.

1. Muhaddislerin Önderi, Muhammedu'bnu İsmail el-Buharf-nin sahih'i,

2. Ebu'l-Huseyn Muslimu'bnu'l-Haccac el-Kuşeyrim en-Neysa-bûrî'nin Sahih'î,

3. Ebu İsa et-Tirmizî'nin Camii,

4. İmam Ebu Davud es-Sicistânî'nin Sünen'i,

5. İmam Ebu Abdirrahman Ahmedu'bnu Şu'ayb en-Nesâî'nin sünen'i,

6. İmam İbnu Mace el-Kazvîninin Sünen'i,

7. îmam Malik'in Muvatta'ı,


Kudsî Hadislerin Toplanması Ve Düzenlenmesi





Bu kitabı hazırlayan heyet, sözü edilen hadis kitaplarında geçen kudsî hadisleri biraraya getirirken rivayetleri arasında farklılık bulunmayan mükerrer hadisleri sadece bir kere zikretmekle yetin­miştir. Ancak hadisin bir başka rivayetinde fazlalık veya eksiklik yahut ibare değişikliği ya da rivayet eden sahabî isminde değişiklik olması halinde diğer rivayeti ya tamamen vermiş veya sözkonusu değişikliğe işaret etmekle yetinmiştir!


Hadislerin Şerhinde İzlenilen Yol





Yaptığımız istişare ve istihare neticesinde Sahihu'l Buharı'de geçen hadislerin şerhlerim Allame el-Kastallanî'nin yazmış olduğu şerhten almaya karar verdik. Onu gerek kendi döneminde yaşamış olan hadis âlimleri gerekse kendinden sonra gelen âlimler yetkili kabul etmişlerdir. Sahıh-î Müslim'de geçen hadisle­rin şerhlerini de imamların imamı, âlimlerin örneği, İmam Ne-vevî'nin yazmış olduğu şerhten almaya karar verdik. Çünkü onun sözü ilim adamları nazarında bir sened, araştırmacı ve musannif­ler için ise bir kaynaktır. Bir söz ona nisbet edildiği zaman, karşıtlarına boyun eğdiren güçlü bir sened olur. Bazı hadislerin şerhinde tefsir kitaplarına, dilbilgisi kitaplarına vs. başvurmak ge­rekti. Kastallanf nin şerhinden yaptığımız iktibaslarda bazen met­ni olduğu gibi vermeyi bazen de özetleme yolunu tercih ettik. Özet yaparken de bazen bir tek yeri, bazen de hadisin Sahih-i Buharî'de mükerrer olarak geçtiği konulardaki ayrı ayrı şerhleri dercederek verdik. Hadislerin çoğunun şerhinde birden fazla konuya baktık.

Nevevî'den aldığımız şerhlerin çoğunda özetleme yapmaksızın metni olduğu gibi verdik. Çünkü Nevevî'nin şerhi kastedilen an­lamı yeterince izah etmekle birlikte son derece özlü bir mahiyet ar-zetmektedir.


Hadislerin Sınıflandırıhnasında İzlenilen Yol





Hadislerin Şerhlerini yazdıktan sonra bunları belli bir tasnife tâbi tutmak istedik. Ancak toplanan hadislerin dağınık bir halde olduğunu gördük ve bunların arasından bir hadisi bulmak isteye­nin bunda zorluk çekeceğini düşündük. Allah'ın ilhanlıyla hadis­leri birbirleriyle bağlantılarına göre gruplara ayırmaya karar ver­dik. Sıralamada da, her hadis grubunun başına birinci hadisin ilk kısmını -başlık mahiyetinde- yazdık. Artık okuyucuya düşen aradığı hadisi ilişkili olduğu grubdan arayıp bulmaktır. Bu du­rumda bulmak istediği hadisi daha dar bir daire içinde arama im­kanı bulacaktır.

Kitap, mükerrer olanlar da sayıldığı zaman, yaklaşık olarak dörtyüz hadis ihtiva etmektedir. Mükerrer olanlar, içinde geçen herhangi bir ibarenin değişik olması veya hadisi Resulullah Aley-hisselâm'dan nakleden s-ahabînin değişmesi halinde verilmiştir.

Araştırmayı kudsî hadisin anlamı ile ilgili hir girişle başlattık. Bundan sonra Kur'an-ı Kerim ile Hadis-i Kudsî arasındaki farkla ilgili bazı bilgiler verdik. Bunun arkasından da, konunun daha açık şekilde anlaşılmasını sağlayabilmek için Hadis-i Kudsî ile, Hadis-i Nebevî arasındaki farkı anlattık.

Bu konuların arkasından, kitaptaki hadisleri topladığımız hadis kaynaklarının müellifleri olan hadis imamları hakkında bazı Özet bilgiler vermeye çalıştık. Allah'tan bizi de, bu büyük ilim adam­larının takib ettiği hidayet yolu üzerinde gitmeye muvaffak kılmasını diliyoruz. Onlar hidayet yolunun yıldızları ve dünyanın kandilleridirler. Onlar Resulullah Aleyhisselâm'm sünnetinin hizmetçileridirler. Hayatlarını bu hizmete vakfetmişler ve Ömürle­rini, Muhammed Aleyhisselâm'm sünnetini yaşatma, ona yönelik saldırılara karşı durma, onu yalancıların hilesinden ve zayıf rivayetlerin oluşturduğu şüphelerden koruma yolunda har­camışlardır. Allah hepsinden razı olsun ve kendilerini razı olacak­ları nimetlere kavuştursun, Müslümanlara da onların bıraktıkları ilim mirasından yararlanmayı nasibetsin. Amin.

Yüce Allah'tan bize yardımcı olmasını, bizi doğru olana muvaf­fak kılmasını, yaptığımız çalışmayı da sadece kendi rızası yolunda kılmasını dileriz. O, cömerttir, ihsan sahibidir. Duaları en güzel şekilde kabul eden O'dur. O, bize yeter; O ne güzel vekildir.


Hadis-i Kudsî Ürerine





1. Hadis-i Kudsî'nin anlamı

2. Kur'an ve Hadis-i Kudsî Arasındaki Fark

3. Hadis-i Kudsî, Hadis-i Nebevi, Kur'an-ı Kerîm ve Geçmiş Peygamberlerin Kitapları Arasındaki Farklarla İlgili Bazı Hu­suslar

Bu konularla ilgili açıklamalarımızda el-Munavî'nin el-İthafatu's-Sunniye fi'1-Ehadisi'l-Kudsiyye' adlı kitabından ve Ce-malu'ddîn el-Kasımî ed-Dımeşkî'nin 'Kavâidu't-Tahdis min Funûni Mustalâhi'l-Hadîs1 adlı kitabından yararlandık.

Bu iki ilim adamı kitaplarında konuyu en ince teferruatına ka­dar ele almışlardır. Komisyonun konuyla ilgili araştırmasında bu iki kitabın dışında herhangi bir kaynağı incelemesi mümkün ol­madı. Bu iki kitabı telif eden ilim adamlarının ilimdeki dereceleri­nin yüksekliğine güvenle bu iki kitapda yazılanlar kâfi görüldü.

Daha başka kaynaklardan da yararlanmamız halinde <sözko-nusu iki kitapta mevcut olan bilgilere birtakım ilaveler yapmamız mümkün olacaktı elbette. Bu konuda kitabın sonunda bazı açıkla&shy;malara yer vereceğiz inşallah.

Müelliflerimiz bu konuyu, 'el-îthafatu's-Sunniye fî'l Ehadisi'l-Kudsiyye' kitabı sahibinin yaptığı açıklamalarla başlatmaktadır. Müellif kitabının, 'Kudsî Hadis'in Manasının Şerhi' başlığını taşı&shy;yan sonuç bölümünde şöyle diyor:

Kuds, kelime anlamı itibariyle 'temizlik' demektir. Mukaddes toprak (el-Ardu'1-Mukaddese) ibaresi de "temiz toprak" anlamına gelir.

Beytu'l-makdis bilinmektedir. 'Tekaddesellah" ibaresi 'Allah şanına layık olmayan her türlü benzetmeden münezzehtir' anlamı taşır. Allahü Teala'mn isimlerinden biri de Kudüs'tür. Kuds keli&shy;mesi, el-Misbah'da bu şekilde açıklanmaktadır.

Bazı hadislerin kudsî olarak adlandırılmasının sebebi ise, bu hadislerin anlamlarının yalnız Allahü Teala'ya nisbet edilmesi do-layısıyladır. et-Tarif ât'ta yazıldığına göre 'Hadis-i Kudsî': 'Yüce Allah'ın Peygamber Aleyhisselâm'a ilham ile veya uykuda ma&shy;nasım bildirdiği hadistir. Resulullah Aleyhisselâm'da bu manayı, kendi sözü ile ifade etmiştir1. Kur'an-ı Kerim daha ulvî bir maka&shy;ma sahiptir, çünkü onun lafzı da vahy ile bildirilmiştir, yani Al-lahü Teala katından indirilmiştir. *

Mevlâna Alî el-Karî Rahmetullah'da şöyle diyor: "Hadis-i kudsî, Ravilerinin başı ve güvenirlerin kaynağı olan Resulullah Aleyhisselânı'in bazen Cibril vasıtasıyla, bazen vahy ile, bazen il&shy;ham ile veya uykuda kendisine bildirileni Allah Teala'dan rivayet etmesidir. Burada manayı AUahü Teala'dan almakta, o manayı kendi ifadesi ile istediği tarzda insanlara aktarmaktadır".

Bu, Yüce Kur'an'dan farklı bir özellik arzetmektedir. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in indirilmesi Ruhu'1-Emîn olan Cebrail vasıtasıyla olmuştur. Ayrıca lafzı da lehv-i mahfuz'daki lafzı ile kayıtlıdır. İnsanlara aktarılması kesinlikle tevatür ile (kalabalık topluluklar vasıtasıyla ve her türlü şüpheden korunarak) olmuştur. Bu tevatür her dönem ve her anda gerçekleşmiştir. İlim adamları Hadis-i Kudsî'nin çeşitli özelliklerinden sözetmişlerdir. Bunlardan meşhurları; şunlardır:

Hadis-i Kudsî ile kılınan namaz geçerli olmaz, Hadis-i Kudsî yazılı kitap veya kağıtlara cünüp, hayızlı ya da lohusa birinin do&shy;kunması veya onu okuması haram değildir. Hadis-i Kudsîde Kur'an lafızlarında olan i'caz mevcut değildir, Hadis-i Kudsîyi sıhhatinden şüphe ederek inkar eden bir kimse kafirlikle itham edilemez.


Kur'an-ı Kerîm ile Hadis-i Kudsî Arasındaki Fark Üzerine





el-Mevlâ el-Kirmânî Kitabu's-Savm'ın baş kısmında şöyle diyor: "Kur'an'ın lafzı i'caz özelliği taşır (yani bütün insanlar bir-araya gelse bile Kur'an'ın lafzına benzer, onun taşıdığı yüksek özellikleri taşıyan bir metin ortaya koyamazlar). Cebrail Aleyhis-selâm vasıtasıyla indirilmiştir. Bunun yanısıra i'caz özelliği taşımayan ve manası vasıtasız olarak bildirilmiş olan bilgi vardır ki, buna ilahî, rabbani, Kudsî Hadis adı verilir". Sonra şöyle de&shy;vam ediyor: 'Hakikatte bütün hadisler bu özelliğe sahiptir, nasıl olmaz ki, Resulullah Aleyhisselâm, kendi nevasından bir şey konuşmaz' diye sorarsan şöyle derim: 'Aradaki fark şudur ki, Kudsî hadis Allah'a nisbet edilmektedir ve diğer hadislerdekinden farklı olarak Hakk Teala'dan rivayet edilmektedir1.

Hadis-i Kudsfnin Yüce Allah'ı tenzih ve O'nun Celal ve Cemal sıfatları konusuna girmemesi itibariyle de, Kur'an ile Kudsî Hadis arasındaki fark görülebilir. et-Tayyibî şöyle diyor: Kur'an'ın lafzı Cebrail Aleyhissilâm'm Resulullah Aleyhisselâm'a bildirdiği lafizdır. Kudsî Hadis ise Yüce Allah'ın ilham ile veya uykuda ma&shy;nasını Kesulullah Aleyhisselâm'a bildirdiği hadistir. Peygamber Aleyhisselâm, bu manayı kendi sözü ile Ümmetine bildirmiştir. Kesulullah Aleyhisselâm diğer hadislerini Allahü Teala'ya nisbet etmemiş O'ndan rivayet etmemiştir. et-Taftazanî'nin torununun yazdığı el-Fevaid adlı kitapta da böyle denilmektedir.


Kur'an ile Hadis-i Kudsî Arasındaki Diğer Bazı Farklar



.

Şeyh Muhammed Ali el-Farukî Keşşâfu'l-Istılâhat ve'1-Funûn adlı kitabında hadisin çeşitlerini sayarken de şöyle diyor.

'Hadis, ya nebevi veya ilahî olur, ikincisi aynı zamanda kudsî Hadis olarak adlandırılır. Kudsî Hadis Peygamber Aleyhis&shy;selâm'm Rabbinden rivayet ettiği hadistir. Nebevî hadis ise böyle değildir'. İbnu Hacer'in Fethu'l-Mübîn adlı eserinde yir-midördüncü hadisin şerhinde zikrettiklerinden de bu mana anlaşılmaktadır.

el-Halebî de, Haşiyetu't-Telvîh adlı eserinin birinci bölümünde Kur'an'in anlamını izah ederken şöyle diyor: İlahî hedisler, Yüce Allah'ın miraç gecesi Peygamber Aleyhissilâm'a vahyettikleri-dir, bunlar vahyin sırları olarak adlandırılır.

Bir Husus: Burada İbnu Hacer şöyle diyor: "Vahy-i metluvv yani Kur'an ile Resulullah Aleyhisselâm'ın Rabb'inden rivayet ile bildirdiği vahyi birbirinden ayırmak gerekir. İkinci kısma gi&shy;renler Kudsî Hadisler olarak da adlandırılan ilahî hadislerde bildirilenlerdir. Bunların tamamı yüzden fazladır, bazılara bun&shy;ların hepsini büyük bir cüzde toplamışlardır'.

îbnu Hacer açıklamasına şöyle devam ediyor:

Bil ki, 'Allahü Teala'ya izafe edilen sözler çeşitlidir: Bunların başta geleni ve en üstün dereceye sahip olanı Kur'an'dır. İ'caz özelliği ile, asırlarca değişmeden ve bozulmadan korunarak kalan bir kitap olması, cünüb birinin ona dokunmasının ve okumasının haram olması, anlam olarak rivayet edilememesi, namazda okun&shy;ması, Kur'an olarak adlandırılması, okuyan için her harfine on sevab yazılması, Ahmed ibnu Hanbel'den gelen bir rivayete göre satışının caiz olmaması, bize göre ise mekruh olması, içindeki parçaların, bölümlerin ayet ve sure olarak adlandırılması gibi' özelliklere sahip olması itibariyle diğerlerinden ayrılır.

Diğer kitaplar ve Kudsî Hadisler bu özelliklere sahip değildirler. Yukarıda geçen durumdaki kimsenin (cünüb'ün) onlara dokun&shy;ması veya okuması yasak değildir, anlam itibariyle rivayet edilme&shy;si caizdir, namaz da Kur'an yerine okunamazlar, bilakis Kur'an yerine okunmaları halinde namaz bozulur, bunlar Kur'an diye de adlandırılmazlar, bunlardan herhangi bir şeyi okuyana bir harfe karşılık on sevap verileceğine dair bir vaad de bulunulmamıştır, satılmasında herhangi bir mahzur yoktur, içindeki bölümlerinden biri ayet veya sure diye adlandırılmaz. Bütün bu hususlarda ilim adamları arasında ittifak vardır.

Yüce Allah'a izafe edilen sözlerin ikincisi, Hazreti Peygamber Aleyhisselâm'dan Önce geçen Peygamberlere indirilen kitapların değiştirilmeden ve tahrif edilmeden önceki halleridir.

Üçüncüsü, Kudsî Hadislerdir. Bunlar Resulullah Aleyhis-selâm'm Rabbine isnad ederek naklettiği hadislerdir. Bunlar da Hakk Teala'nın kelamından sayılır. Kuvvetli olan görüşe göre bu hadisler Hakk Teala'ya nisbet edilir. Bu durumda bu hadislerin Hakk Teala'ya nisbeti inşa (söz) itibariyledir. Çünkü onları ilk söyleyen O'dur. Sözü Resulullah Aleyhisselâm'a da nisbet edilebi&shy;lir. Çünkü onları Allahü Teala'dan bize rivayet eden Resulullah Aleyhisselâm'dır. Kur'an-ı Kerim'de ise böyle bir şey sözkonusu değildir. Kur'an-ı Kerim gerek mana gerek söz yönünden yalnız Allahü Teala'ya nisbet edilir. Kur'an'dan birşey nakledilirken, 'Allahü Teala buyurdu1 denilir. Ama Kudsî Hadisler için, 'Resulullah Aleyhisselâm Rabbinden rivayetle söyle buyurdu', de&shy;nilir.

"O, kendi nevasından, arzusuna göre konuşmaz" âyet-i kerime&shy;si ve Resulullah Aleyhisselam in "Bakın, bana Kur'an-ı Kerim ve onun bir benzeri verildi" hadis-i şerif! hükmünce sünnetin geriye kalan kısmının tamamen vahye dayanıp dayanmadığı hususunda ihtilaf edilmiştir. Sünnetin tamamen belli bir vahiy şekli ile bildi&shy;rildiği zannedilmemelidir. Uykuda rüya gösterilmesi, kalbe ilham edilmesi, meleğin dilinden söyletilmesi gibi, vahyin muhtelif şekilleri ile bildirilmiş olması mümkündür.

Kudsî Hadisleri rivayet ederken râviler iki ayrı ibare kullan&shy;maktadırlar. Birincisi: 'Resulullah Aleyhisse5$m. Rabbinden rivayetle şöyle buyurdu1. Bu, daha çok selefh* {ilk dönem, râyilerinin) kullandığı ibaredir.

ikincisi: 'Peygamber Aleyhisselam'm rivayetine göre Allahü Teala şöyle buyurdu'. Aslında bu iki ibarenin her ikisi de aynı ma&shy;nayı ifade etmektedir.

Emîr Hamîduddin de Fevâid adlı kitabında şöyle diyor: "Kur'an ile Hadis-i Kudsî arasında altı yönden fark vardır:

Birinci yönü: Kur'an-ı Kerim i'caz özelliğine sahiptir, hadıs-i Kudsî de ise bu yoktur.

İkincisi: Namaz ancak Kur'an ile kıhnabilir, hadis-i kudsî ile

kılınmaz,

Üçüncüsü: Kur'an-ı Kerim'i inkar eden dinden çıkmış olur, Ha&shy;dis-i Kudsîyi inkar eden hakkında ise böyle bir hüküm verilemez.

Dördüncüsü: Hadis-i kudsî'den farkh olarak Kur'an-ı Kerjm'in Resulullah Aleyhisselâm'a vahyinde Yüce Allah ile Peygamber Aleyhissselâm'm arasında Cebrail Aleyhisselam vasıta olmuş&shy;tur.

Beşincisi: Hadis-i Kudsî'den farkh olarak Kur'an-ı Kerim'in lafzının da Allah'ü Teala'ya ait olması gerekir. Hadis-i Kudsî'nin lafzının Resulullah Aleyhisselâm'a ait olması gerekir. Hadis-i Kudsî'nin lafzının Resulullah Aleyhisselâm'a ait olması caiz&shy;dir.

Altıncısı: Kur'an'a ancak temiz olanlar yani cünüb ve pis ol&shy;mayanlar dokunabilir. Hadis-i Kudsîye ise böyle olmayan biri de dokunabilir".

Emir Hamîduddin daha sonra şöyle diyor: "Bu saydıklarımızla Hadis-i Kudsî ile tilaveti nesh olunan (yani okunuş itibariyle de mensuh olan) Kur'an ayetleri arasındaki fark da ortaya çıkmış oldu", el-îtkan'dan rivayetimizden anlaşıldığı üzere bunlar da (yani tilaveti nesh olunan Kur'an bölümleri) Kur'an ve âyet olarak adlandırılır.

Buraya kadarki açıklamalar el-îthafatu's-Sunniye adlı kitabın son bölümünden alınmıştır.


Cemaleddîn el-Kasımî ed-Dımeşkî'nin "Kavâidu't-Tahdis" Adlı Kitabından Alınan Açıklamalar.





Hadis-i Kudsî'nin İzahı: Allame eş-Şihâbu'bnu Hacer el-Heytemî, Nevevî'nin Kırk Hadis'inin şerhi için yazdığı kitabında Ebu Zer el-Ğiffarî'nin rivayet ettiği: "Resulullah Aleyhisselam Rabbinden rivayetle buyurdu ki: Ey kullarım Ben zulmü kendi nef&shy;sime haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım, birbiri&shy;nize zulmetmeyin..." şeklindeki yirmidört numaralı hadisin şerhinde söyle diyor: "Vahyi metluvv yani Kurban, ile Kudsî Hadisler olarak adlandırılan ilahî hadislerde,. Resulullah Aleyhis-selâm'm Rabbinden rivayet ile bildirdiği vahiy arasındaki farkla il&shy;gili herkesi ilgilendiren ve oldukça önemli olan bir husus vardır: Kudsî Hadisler yüzden fazladır ve bazıları bunları büyük bir cüzde toplamışlardır. Ebu Zer Radıyallahü Anh'm bu hadisi de bunlar&shy;dandır".

Bil ki, Allahü Teala'ya izafe edilen sözler üçe ayrılır:

(Bundan sonraki açıklama, yukarıda geçen, İbnu Hacer'in Al&shy;lahü Teala'ya izafe edilen sözlerin çeşitleri ile ilgili açıklamasının aynısıdır).

Ebu'l-Beka'mn Külliyat'ında geçen, Kur'an ile Hadis-i Kudsî arasındaki farkla ilgili olarak şu açıklama yapılmaktadır: Kur'an, gerek lafız itibariyle gerek mana itibariyle Allah katından gelen ve açık vahiyle bildirilmiş olandır. Hadis-i Kudsî ise uykuda veya il&shy;ham ile Resulullah Aleyhissalâm'a bildirilen, manası Allah katından lafzı Resulullah Aleyhisselâm'dan olandır.

Bazıları bu konuda şöyle demiştir: 'Kur'an'ın lafzı i'caz özel&shy;liğine sahiptir ve Cebrail vasıtasıyla bildirilmiştir. Hadis-i Kudsî ise i'caz özelliğine sahip değildir ve vasıtasız olarak bildirilmiştir. Bu, Hadis-i Kudsî olarak adlandırıldığı gibi Hadis-i illahi ve Ha&shy;dis-i Rabbani olarak da adlandırılır1.

et-Tayyibî de şöyle döyor:* 'Kur'an Cebrail Aleyhisselâm'ın Resu&shy;lullah Aleyhisselâm'a indirdiği vahiydir. Kudsî Hadis ise Yüce Al&shy;lah'ın uykuda veya ilham ile manasını Resulullah Aleyhisselâm'a bildirdiği hadistir. Bu manayı Resulullah Aleyhisselâm Ümmetine kendi ifadesi ile bildirmiştir. Diğer hadisleri ise Allahü Teala'ya nisbet etmemiş ve O'ndan rivayet ettiğini bildirmemiştir". Ibnu Hacer el-Heytemf den nakledilen açıklama bu kadar. .

Cemaluddin el-Kasımî bundan sonra, Ahmedu'bnul-Müba-rek'in el-îbriz adlı kitabında yeralan ve şeyhi Abdülazîz ed-Debbağ'a yöneltilen sorularla cevaplarından ibaret olan tasavvufî bir açıklamayı nakletmektedir. İsteyen oraya başvurabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
KUDSİ HADİS ÜZERİNE
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İsm-i Vedûd ve Aşk Üzerine
» Günümüzde Allah c.c Lafzı üzerine yapılan Küfür sözler
» Ahmed B. Hanbel'in Hadîs Ve Fıkhı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
buharalıbilvanisli.com :: Hadis Kaynakları :: Buhari :: Müslüm :: Tirmizi :: Diğerleri :: Kudsi Hadisler-
Buraya geçin: