İSTİKAMETİ DEVAM ETTİREBİLMEK İÇİN MÜHİM TAVSİYELER
Bidayette tevbeye muvaffak olmak kolaydır. Lakin tevbenin üzerinde devam etmek, müstakim olabilmek için şartlar vardır. Bu şartları yerine getiren Allah’ın izniyle muvaffak olur.
1- Cenab-ı Hak’kın adetinden birisi de tecelliyi iradi’dir. Kulun hiç bir şeyden haberi olmadığı halde aniden kalbe Hak’ka davetçi ilham gelir. Hadi tevbeye git diye icab eder Bazen o ilhamla beraber titreme, ağlama da gelir. Ekser itibariyle bu tecelli , kamil meşayıhın huzurundan ,bakışından ve sözünden olur. Bu tecelliye, tecelliyi iradi denilir. Kalbe geldi ise mühlet vermeksizin ona teslim olmak ve derhal emrine itaat etmek lazımdır. Bu ilham seriül zeval olduğu için fırsatı kaçırmamak gerektir. Fırsatın kaçırılmasının manası , kamil zevatları bulmak, samimiyetle onlarla sohbet etmek. Kamil mürşid ise emrine girmek demektir. Hiçbir zaman insan tek başına kendine yolu tayin edemez.
2- Tevbenin akabinde eski günahlardan vazgeçmek, fena niyetlerden sıyrılmak ve iyiliği yapmanın devamına azimli olmaktır. Çünkü tevbeden sonra işret meclisinin arkadaşları insana dışta musallat olurlar. Çoğu zaman tekrar yoldan çıkarırlar, buna dikkat lazımdır.
3_ Başlangıçta imkan derecesinde tarikatın adabını, usulünü güzelce öğrenmektir. Bir
binanın temeli muhkem olmaz ise o bina yıkılmaya mahkum olduğu gibi , tarikata
intisab ettikten sonra temel olan itikad ve niyet, o temelin üzerinde olacak adab ve usul
dosdoğru olmaz ise kısa bir zamandan sonra o tarikat yıkılır.
Mezheb imamına fıkıhta , tarikat imamına tarikatta ittiba lazımdır. İtikad ehli sünnet
vel cemaatın itikadı, niyet ve amelde fıkıh kitablarını kendine kanat yapıp o kanatla
şeyhe ittiba edilir. Şeyh Cüneyd El Bağdadi (k.s.a) ; tarikatlardan faidelenmek için
sebep , edep ve usuldür. Mahrum olanlar edebi öğrenmediklerindendir. Andolsun ki
bizim yolumuz edepten başkası değildir, demiştir. Hatta bir gün müntesiblerinden birisi
meclisine sol ayakla girerken hiddetlenmiş, siz sünnete riayet etmediğiniz için
meclisimizden çıkın. Zira hayr meclislerine sağ ayakla, kazayı hacet yerine sol ayakla
girilir. Çıkışta zıddı yapılır. Kendi evine ise sağ ayakla girilir sağ ayakla çıkılır,
buyurmuştur.
4_ Allah’ın kahrından rahmetine sığınmaktır. Buna firariilallah denilir. Yani
şahıslardan nefret etmeksizin, gıybet , haber dolaştırmak gibi fısktan ibadete kaçmak
demektir. Daha doğrusu halktan Hak’ka sığınmaktır. Şahı Nakşibend ; halkı kalbden
çıkarmak, fiilen sıfatlarını terk etmek, Rasulü Erkemin ahlakıyla ahlaklanmak
firariilallah diye tabir olunur, yoksa halkı terk etmenin manası Cuma ve cemaatı terk
etmek, uzlete çekilmek demek değildir, buyurmuştur.
Mevlana Cami; başlangıçta muvakkat olarak uzlete çekilmek, halkı terk etmek
sünnettir. Nitekim Peygamber ‘ de (s.a.v) vahyin başlangıcında uzlete çekilmiştir. Şer
meclisleri terk etmek farzdır, zira şerlileri terk etmeyen hayır yapmaya muvaffak olamaz.
Hatta kalben şerlilere temayül, insanları şer işlemeye sevk eder. Bu hususta ayet de emr
etmiştir.
“Zulm edenlerin meclislerinde sakının, zira onların ateşi size de çarpar.” Müfessirler
kalben temayülü yasaklamıştır diye tasrih etmişlerdir, buyurmuştur.
Sultanul Cazibin; bu ayeti şöyle beyan eder. Bu tarikatı inkar edenlerin meclisi ve diğer
fısk meclislerini demircilerin dükkanına benzer. Demirci demirini çıkarıp iki kişi o demiri
dövdüğünde ondan ateş fışkırır., oturanlara isabet etti mi onları yakar. Fakat onların
önünde önlük olduğu için yanmazlar, münkirlerin sözleri gıybet, müstehcen söz söylemek,
lakırtıları ateş gibidir. Söz demir gibidir. İki çene , onunla demir dövülen çekiç gibidir.
Artık alemül misal de bunlar hep cisimlidir, kalbi yakar parlak olan ruhu kül haline getirir,
buyurdular.
5_Mürid şeyhe intisab ettikten sonra , şeyhi hakkında son derece itikad
etmelidir….Burada mürid şöyle inanır. Şeyhim buluttur, umum nimetler yağmur
gibidir,Allahu teala bulutu yağmurun yağmasına sebeb kılmıştır.Bulutsuz yağmur
yağdırmaması adetindedir. Şeyhimi hidayetime sebep kılmıştır. Hakikatta hidayet ettirici
Allahu tealadır. Yağmur verici de Allah tealadır.