buharalıbilvanisli.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

buharalıbilvanisli.com

Sofilerin Buluşma Noktası Buhara
 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
buharalıbilvanisli.com Son Konular
KonuYazanGönderme Tarihi
Salı Şub. 08, 2011 11:13 am
Cuma Ocak 28, 2011 9:56 am
Salı Ocak 11, 2011 10:43 pm
Salı Ocak 11, 2011 10:41 pm
Çarş. Ocak 05, 2011 8:01 am
Çarş. Ocak 05, 2011 7:57 am
Çarş. Ocak 05, 2011 7:40 am
Salı Ocak 04, 2011 6:58 pm
Salı Ocak 04, 2011 6:32 pm
Salı Ocak 04, 2011 6:32 pm
Salı Ocak 04, 2011 9:37 am
Ptsi Ocak 03, 2011 7:15 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 7:02 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:55 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:43 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:27 pm
Perş. Ara. 30, 2010 10:23 am
Perş. Ara. 30, 2010 8:27 am
Paz Ara. 26, 2010 2:53 pm
Paz Ara. 26, 2010 2:43 pm
Cuma Ara. 24, 2010 8:11 pm
Cuma Ara. 24, 2010 1:34 pm
Cuma Ara. 24, 2010 8:50 am
Perş. Ara. 23, 2010 1:19 pm
Perş. Ara. 23, 2010 8:12 am
Similar topics

 

 Ahmed B. Hanbel'in Hadîs Ve Fıkhı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
gespenst

gespenst


Mesaj Sayısı : 588
Kayıt tarihi : 24/06/10
Nerden : ANKARA

Ahmed B. Hanbel'in Hadîs Ve Fıkhı Empty
MesajKonu: Ahmed B. Hanbel'in Hadîs Ve Fıkhı   Ahmed B. Hanbel'in Hadîs Ve Fıkhı Icon_minitimePaz Haz. 27, 2010 10:38 am

Ahmed B. Hanbel'in Hadîs Ve Fıkhı

Bilginler, Ahmed b. Hanbel'in muhaddis olduğunu, ittifakla ka¬bul ederler. Fakat bir kısmı, onun fakîh olduğunu" kabul etmez. Bi¬zim, burada şöyle .söylememiz uygun olur: Şüphesiz Ahmed b. Han-bel hadîste İmamdır. İşte onun fıkıhtaki İmamlığı da buradan gel¬mektedir. Zira onun fıkhı; mantığı ve prensipleri, ölçüsü ve rengi itibariyle hadislere dayanmaktadır. Bunun içindir ki îbni Cerir et-Taberi, O'nun fakîh olduğunu kabul etmemiştir. îbni Kuteybe de O'nu mahaddislerden saymış ve fakîhler arasında zikretmemiştir. Bunlardan başka bilginlerin görüşleri de onlara yakındır. Fakat Ah¬med b. Hanbel'den intikal eden görüş ve fetvalar dikkatle incelenir¬se, daha önce söylediğimiz gibi, onun hadis yönü üstün gelen bir fakîh olduğu anlaşılır.
Ahmed b. Hanbel'in fakîh olup olmadığına dair bilginlerin ka¬naati ne olursa olsun, gerçek odur ki, kendisine kadar ulaşan se-nedlere'dayanan çeşitli rivayetlerle Ona nisbet edilen elimizde bir yığın fıkhî miras vardır. Bu mirası insanlar kabul etmektedirler. İnsanların kabul ettiği bir şeyi, delilsiz reddetmek hakkımız değil¬dir. .
Ahmed b. Hanbel'in fıkhı etrafında koparılan gürültü, gerçek¬te şunlardan ileri geliyor:
1 — Ahmed b. Hanbel, rivayeti fetvaya tercih ederdi. Onun hadîs ile meşhur oluşu ve hadîste İmamlık derecesine çıkışı, bir müd¬det kendi fıkhını perdelemiştir.
2 — O, fetvalarının yazılmasını menederdi. Çünkü, insanların istinbata dayanan fıkha önem verip bu fıkhın asıl kaynağına önem vermemeleri endişesiyle, Peygamber (S.A.V)'in hadîslerinden başka bir şeyin yazılmasını hoş görmezdi. Öyle anlaşılıyor ki, Onun fet¬valarının yazılmasını menedişi, fıkıh hayatının başlarına raslamak-tadır. Bu sebeple daha sonraki rivayetler, Ahmed b. Hanbel'in bâzı fetvaları kendisinin yazmış olduğunu ve bunları naklettiğini göstermektedir. Belki de O, hadîslere yakın olan veya hükmü hadîsler¬le belirtilen fetvaları nakletmiştir.
3 — Ahmed b. Hanbel, ihtilâfa düşen sahâbîlerin görüşlerini ayrı ayrı kabul eder ve bunları meselenin çeşitli yönlerden izahı (vecihleri) sayardı. İhtilâfa düşen tabiilerin görüşlerini de meselenin vecihleri olarak kabul ederdi. Kendisine onların sözleri arasında tercih etme yetkisi tanımazdı. Öte yandan Ebû Hanîfe'nin tabiîler hakkında; «Onlar da insan, biz de insanız...» dediği, Şafiî'nin de sahâbilerin görüşleri arasında Allah'ın Kitabı ve Peygamber (S.Â.V.)'-in Sünnetine en yakın olanı tercih ettiği bilinmektedir.
4 — Bilginler, hadis hakkındaki «el-Müsned» in Ahmed b. Habel'e nisbetinin sıhhati üzerinde birleşmişlerdir. Fakat bilginlerin çoğu, bâzı fıkhî meselelerin Ona nisbetinde şüpheye düşmüşlerdir. Gerçi onların bu şüpheleri bir mesnede dayanmamaktadır.
Biz, önce muhaddis olan Ahmed b. Hanbel'i anlatalım. Sözü bu noktaya getirince, ilk kez el-Müsned'den bahsetmemiz gerekmek¬tedir. [81]

El-Müsned [82]

el-Müsned, îmam Ahmed b. Hanbel'in rivayet ettiği hadîslerin bir kolleksiyonunu teşkil eder. Bu hadîsler Onun güvenilir (Sika) râvılerden yapmış olduğu rivayetlerin bir hulasasıdır. Ahmed b. Han¬bel, ilk önce el-Müsned'deki hadîsleri toplamaya hadîs rivayetine başladığı zaman teşebbüs etmiş ve hayatı boyunca bu işi bırakma¬mıştır. Fakat, gayretini hadîsleri tertip işine yöneltmemiş, sadece on¬ları toplamak ve tedvin etmekle uğraşmıştır. O, hadîsleri ayrı ayrı kâğıtlara yazıyordu ve bu kâğıtlar, onun toplamış olduğu bütün ha¬dîsleri içine alıyordu. Yaşı ilerleyince topladığı bu hadîslerimi zayi olmasından korkmuş ve bunları çocuklarıyla yakınlarına yazdırma¬ya başlamıştır. Bu hadîsleri onlara, tertiplenmiş bip. şekilde olmasa da, tam olarak okutmuştur.
Şemsüddin el-Cezerî şöyle der: «İmam Ahmed b. Hanbel, el-Müsned'i toplamaya başlamış, onları ayrı ayrı kâğıtlara yazmış, müs¬veddesinde olduğu gibi ayrı ayrı cüzlere bölmüştür. Daha sonra yaş¬lanınca, ölümünden evvel el-Müsned'i çocuklarıyla aile efradına okutmaya başlamıştır. Fakat onları iyice ayıklayıp tanzim etmeden önce ölmüş ve el-Müsned eski hâli üzere kalmıştır. Bundan sonra oğlu Abdullah, el-Müsned'e kendi işittiği benzeri hadis ve rivayet¬leri de ilâve etmiştir.» [83]
Bu sözler şu iki hususu gösterir:
1 — el-Müsned'in toplanması ve tertibi Ahmed b. Hanbel'e ait değildir. Belki kendisinden sonra rivayet edene aittir. Onu rivayet eden de Ahmed. Hanbel'in oğlu Abdullah olduğuna göre, tertibi de ona aittir. Bu bir eksiklik değildir. Çünkü Abdullah, babasının rivayet ettiği bütün- hadisleri hıfzetmiş bir nıuhaddis olduğu gibi, babasından başkalarından da hadis tahsil etmiştir.
2 — Abdullah, el-Müsned'i bir kitap haline getirmekle yetinme¬miş, aynı zamanda kendi işittiği benzeri şeyleri de ona ilâve etmiş¬tir. «Benzeri şeyler» den maksat, el-Müsned'de Abdullah'ın rivayet ettiği herhangi bir mesele hakkında sahâbilere ait olan hükümler¬dir. Meselâ, Abdullah babasından veya başka birinden işitmiş ol¬duğu benzeri şeyleri, babasının kendisine yazdırmış olduğu mecmu¬aya ilâve etmiştir. îhtimal ki bunlar çok fazla değildir. O, el-Müsned'e babasının dışmdaki râvîlerden pek az bir şey ilâve etmiştir. Çünkü bilginler, el-Müsned'in Ahmed b. Hanbel'e ait oluşunda ih¬tilâf etmemişlerdir.
Ahmed b. Hanbel'in oğlu Abdullah, hem babasının sağlığında, hem de babasının ölümünden sonra hadîsle uğraşan bir kimsedir. Ebu'l-Hüseyin b. el-Münadi'nin kitabında Ahmed b. Hanbel'in oğlu Salih ve Abdullah'dan bahsedilir: «Salih babasından az bir şey yaz¬mıştır. Abdulah'a gelince, dünyada babasından en çok hadîs riva¬yet eden şahıs odur.» [84]
Âlimler, Abdullah'ı babasının faziletini devam ettirdiği, büyük himmet sahibi olduğu ve babasının bıraktığı zengin ilim mirası üze¬rinde çalıştığı için çok överler.
İşte el-Müsned'i tertip ve tedvin eden bu Abdullah olmuştur. Fakat, onun bu tertibi bambaşka olup hadîs kitaplarının tertibine benzememektedir. Çünkü diğer sahih hadîs kitapları, umumiyetle fıkıh bablanna göre tertip edilmiştir. Fıkıhla ilgili olmayan hadîsler de râvileri gözönüne alınmaksızın dâhil oldukları konulara göre düzenlenmiştir. Böylece edeple ilgili hadîsler, tefsirle ilgili hadîsler, ilimle ilgili hadîsler, vahiyle ilgili hadisler vb. bir araya toplanmış¬tır. Uz. Peygamber'den riayet edilen herhangi bir şeyi öğrenmek is¬teyenler ilgili bölüme (bab'a) kolayca başvurabilirler.
el-Müsned'in tertibine gelince, bu, sahâbîlerin sırasına göre ya¬pılmıştır. Meselâ Ebü Bekr'in rivayet ettiği hadîs ve ondan intikal eden sünnetler bir kitapta toplanmış ve adına «Müsnedu Ebî Bekr» denmiştir. Keza, Ömer b. el-Hattab, Osman b. Affân, Ali b. Ebî Tâlib ve bu minval üzere bütün sahâbîlerin rivayetleri birer kitap ha¬linde toplanmıştır. Bu yüzden hadislerin ihtiva ettiği ilmî konulara göre bulunması güç olmaktadır. Bununla beraber el-Müsned'in bu tertibi, herhangi bir sahâbînin fıkıh ve rivayetini öğrenmek isteyen tarihçi için çok faydalı olmaktadır. Sözgelimi, Hz. Ömer'in fıkhını öğrenmek isteyen bir kimse, şüphesiz Müsnedu Ömer'de onun de¬ğerli fıkhını gösteren esaslı ve ilmî bir malzeme bulacaktır. Gerçek¬ten bu çok faydalı bir şeydir. Fakat, Hadîs fıkhını ve Sünnet-i Se-niyyeyi Öğrenmek isteyenlerin maksadına elverişli değildir.
Zehebi, Ahmed b, Hanbel'in oğlu Abdullah'ın tedvin etmiş oldu¬ğu, el-Müsned'in tertibi hakkında şöyle der: «Eğer O, el-Müsned'in tertibini daha güzel ve daha düzgün yapsaydı en büyük hizmeti yapmış olurdu. Yine de bu kıymetli esere emeği geçen, onu bölüm¬lere ayıran, râvîlerini anlatan ve ona bu şekil ve düzeni veren kim¬seyi Allah'ın mükâfatlandırmasını umarım. Çünkü el-Müsned, Hz. Peygamber'in hadislerinin çoğunu içine almakta ve ondan sâdır olan her hadîs, hemen hemen bunda bulunmaktadır.» [85]

Ahmed B. Hanbel'în El-Müsned'î Rivayetteki Metodu

Ahmed b. Hanbel, çağındaki güvenilir kimselerden rivayet eder¬di. Rivayet ettiği hadîsin sened bakımından Uz. Peyganıber'e ulaş¬masına çok dikkat ederdi. Sened bakımından Peygamber (S.A.V)'e ittisal etmeyen hadîsleri zaîf sayardı. İsterse bu hadîslerin râvîsi güvenilir kimselerden olsun. Zehebî'nin deyişiyle, Ahmed b. Han¬bel, bu metodla en büyük hadîs mecmuasını meydana getirmiştir. Fakat O, topladığı hadîsleri daima ayıklar, rivayet ettiği bâzı şeyle¬ri sonradan silerdi. Bazan O, kendisinden hadis rivayet ettiği şahsın Hadîsi öğrenip hıfzetme (zapt) bakımından mükemmel olmadığını veya rivayet ettiği şeyde aldandığını anlarsa ondan yaptığı rivayeti çıkarırdı. O daima, ölüm döşeğinde bile yaptığı rivayetleri ayıklar, düzeltir ve zaif gördüklerini silerdi. Ekseriya meşhur ve sa¬hih hadislere aykırı düşen şeyleri hazfederdi. Birbirine zıt.olan her iki rivayeti de önce yazar, sonra sahih hadîslere aykırı düştüğünü veya biriiîfn diğerinden kuvvetli olduğunu gördüğü için ayıklama sırasında bunlardan birini hazfederdi (silerdi).
Lâkin bu hazf ve ayıklama (ten'kîh) işinden sonra el-Müsned'in ihtiva ettiği bütün hadîslere itimat edilebilir mi? Bu soruya âlimler şöyle cevap vermişlerdir: İmam Ahmed b. Hanbel, hazf ve ayıkla¬maktan kendisini alamamış ise de, hazf işinde son derecede iktisatlı hareket etmiştir. Kendisinden hadis rivayet ettiği râvînin bir kusu¬runu görmedikçe onun hadîsini hazfetmezdi. Bu konuda oğlu Abdul¬lah'a şöyle söylediği bilinmektedir:
«el-Müsned'de meşhur hadîslere yöneldim. İnsanları Allah'a ha¬vale ettim. Eğer bana göre sahih olan hadîslere yönelmek istesey¬dim, bu el-Müsned'de ancak pek az bir şey rivayet etmiş olurdum. Fakat, ey oğulcuğum! Sen, benim hadîsteki metodumu biliyorsun; ben zaif hadîs'e, bu babda onu reddeden bir şey yoksa muhalefet et¬medim.» [86]

El-Müsned'de Zaîf Hadîs Var Mıdır?

Ahmed b. Hanbel'den rivayet edilen yukarıdaki paragrafa göre el-Müsned'de bâzı zaîf hadîs vardır ve elbette böyle düşünmek ge¬rekir.
el-Müsned'de zaîf hadîsin bulunması,'onda yalan veya uydurma olduğu sabit olan hadîslerin bulunması demek değildir. Zaîf hadîs¬le uydurma (mevzii' > hadîs arasında fark vardır. Zaif hadis diye, râvileri arasında sika (güvenilir kimse) derecesine ulaşmayan şa¬hıs bulunan veya sened zincirinde kesiklik olan, Peygamber (S.A.)'e nisbetinin bâtıl olduğuna dair herhangi bir delil bulunmayan ve sika kimselerden ona muhalif bir şey sabit olmayan hadîs'e denir. Yalan veya mevzu' (uydurma) hadîs ise, Sünnetten sayılmasının bâtıl ol-duuğna dair delil bulunan, sika râvîlerce red ve Peyganıber'e nisbeti iptal edilen hadîstir.
Fakat, el-Müsned'de uydurma olduğu sabit olan hadisler var mı¬dır? Bâzı âlimlere göre el-Müsned'de zaîf sayılabilecek hadîsler vardır. Uydurma olduğu sabit olan hadîsler de vardır. Fakat, bunlar çok az, hattâ nâdirdir. el-İrakî [87] bu görüştedir.
İbni Teymiyye de el-Müsned'de zaîf hadîslerin bulunduğunu, fa¬kat hiçbir zaman uydurma hadîslerin mevcudiyetinin-sabit olmadı¬ğını söylemiştir. [88] Ekseri âlimler, İbni Teymiyye'nin bu görüşüne katılmışlardır.
Taassuba saplanan bâzı âlimler de el-Müsned'de asla zaif hadî¬sin bulunmadığım iddia etmişlerdir. Biz, bu konuda sözü Îbnu'1-Cevzi'nin şu satırlarıyla bitirmek istiyoruz:
«Bâzı hadîsçiler, bana, Ahmed b. Hanbel'in el-Müsned'inde sa¬hih olmayan hadîs var mıdır? diye sordular. Ben de: Evet, dedim. Bu, Hanbelî mezhebinde olan bir topluluğa ağır geldi. Ben de,, onla¬rın bu durumlarını avamdan oluşlarına hamlettim ve önem verme¬dim. Bir de gördüm ki, onlar fetvalar yazmışlar, bu arada bir top¬luluk da bu sözü yermiş ve reddetmiştir. Onlar, bu sözü söyleyeni de bir hayli kötülemişlerdir. Bu durum karşısında şaşırdım kaldım ve kendi kendime şöyle dedim: Çok acaip bir şey! İlimle uğraşan kimseler de, avamdan ayırdedilmez oldu. Çünkü onlar, hadîsi işiti¬yorlar, fakat bu hadîsin sahih veya illetli olup olmadığını araştırmı¬yorlar. Benim söylediğim sözü söyleyenlerin Ahmed b. Hanbel'in ri¬vayet ettiği şeylere dil Uzattığını sanıyorlar. Hiç de böyle değildir. Çünkü İmam Ahmed b. Hanbel meşhur, hasen ve zaîf hadisleri riva¬yet etmiş, sonra bunların çoğunu atmış ve kendisi de kabul etme¬miştir.»
İbnu'l-Cevzi sözünü şöyle bitiriyor:
«Beni üzen şey, bu devirde âlimlerin ilim bakımından yetersiz¬likleri ve avam durumuna düşmeleridir. Onlar, uydurma bir hadîs¬le karşılaştıkları zaman bile böyle bir rivayet vardır, diyorlar. Him¬metlerin bu derecede azalışına ağlamak gerekir. Lahavle velâ kuv¬vete illâ billahi’
Sözün kısası, el-Müsned'in ihtiva ettiği hadislerin ekserisi salih olup bunlar sayılamayacak kadar çoktur. Onda zaif hadîsler ve vârdir olarak mevzu' (uydurma) hadîsler de vardır. Fakat, bâzı âlimler onda mevzu' hadîsin bulunduğunu kabul [89]etmezler. [90]
[81] İslam’da Fıkhi Mezhepler Tarihi, Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 2/410-411.
[82] Ahmed b. Hanbel'in bu eseri, otUz binden fazla hadis tfhtivâ eder. O, bun¬ları ikiyüzelli bin hadîs arasından seçtiğini ve bu eserinin hadîs konu¬sunda İmam olduğunu söyler. Bak: Ahmed Muhammed Şâkir, el-Bâisul-Hasîs Şerhu thtisari Ulûmil Hadîs, Mısır 1951, s. 210.el-Müsneâ, birinci defa altı cilt halinde 1313 yılında Mısır'da basılmış¬tır, Ahmed Şâkir tarafından tahkik edilerek, ancak 15 cildi yeniden neşredilebilmiştir. Çeviren.
[83] Ahmed Şâkir'in neşrettiği el-Müsned'in mukaddimesine bakınız.
[84] İbni Ebî Ya'iâ, Tabakatul-Hanâbile el-Muhtasara, s. 133, Şam baskısı.
[85] İslam’da Fıkhi Mezhepler Tarihi, Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 2/411-413,
[86] İslam’da Fıkhi Mezhepler Tarihi, Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 2/413-414.
[87] Bu zat, Ebul-Fadl Abdurrahim b. ei-Hüseyin b. Abdirrahman olup Zeynüddin el-İrakî diye bilinir (öl. 806 H.). Çeviren.
[88] İbni Teymiyye, «Minhâcu's-Sünne» adlı eserinde bu konu üzerinde du¬rur ve şöyle der: «Ahmed b. Hanbel'in el-Müsned'ine, Ebu Bekr el-Katiî (öl. 368 H.) birçok mevzu hadîs ilâve etmiştir. Câhiller de, bunları el-Müsned'de Ahmed b. Hanbel'in rivayet ettiğini sanmışlardır. Bu, çok çirkin bir yanlıştır.» Bak: Muhammed Ebû Zehra, el-îmam Ahmed b. Hanbel, Mısır 1947, s. 166. Çeviren.
[89] Diğer eserleri: Ahmed b. Hanbel, kitap telifini caiz görmediğinden eser¬leri kendisinin Ölümünden sonra rivayet ve nakledilmek suretiyle meydana getirilmiştir. Dolayisiyle onun el-Müsned'den başka birçok eserler bilinmektedir :
1 — Kitabu's-Sünne, 2 — Kitabu'z-Zühd, 3 — Kitabu's-Salât (1223 H. yi lında Kahire'de basılmıştır), 4 — Kitabul-Verâ vel-tmân, 5 — Kitabu'r Reddi ala'I-Cehmiyye Ve'z-Zenâdika, 6 — Kitâbu'I-Eşribe, 7 — Kitabu'l Mesâil, 8 — Cüz' fi UsûIi-Sünne, 9 — Fadâilu's-Sahâbe, 10 — er-Reddü alâ Men iddea't-Tenakuda fil-Kur'ân, 11 — et-Tefsîr, 12 — en-Nâsii vel-Mensûh, 13 — et-Tarîh, 14 — Hadîsu Şulte, 15 — el-Mukaddem veT Muahhar fil-Kur'ân, 16 — Vüeûbâtul-Kur'ân, 17 — Mcnâsiku'1-Kebî ve's-Sagîr, 18 — el-Ceirhu ve't-Ta'dil, 19 — Kitabul-İlel ve Ma'rifetu'r-Ricâl. (Bak: llmu'I Cevzî el-Menakib, s. 191; Brockelmann, GI. 181, SI 309.)
«Kitabul'İlel ve Ma'rifetü'r-Ricâl» adlı eserin Ayasofya (İstanbul) Kütüphanesinde bulunan tek nüshası, İlahiyat Fakültesi Profesörlerinde) Dr. Talât Koçyiğit ve Dr. îsmail Cerrahoğlu tarafından iki cilt halind neşredilmekte olup I. cildi Ankara'da 1963 yılında İlahiyat Fakültesi yi ymlan arasında çıkmıştır. Sayın Prof. M. Tayyib Mariclin hem Arapçi hem de Türkçe bir önsözünü ihtiva eden bu eilt'de Talât Koçyiğit'in d Türkçe uzun bir mukaddimesi vardır. Çeviren .
[90] İslam’da Fıkhi Mezhepler Tarihi, Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hisar Yayınevi: 2/414-415.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ahmed B. Hanbel'in Hadîs Ve Fıkhı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ahmed B. Hanbelin Fıkhı
» Şafiî'nin Fıkhı
» KUDSİ HADİS ÜZERİNE

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
buharalıbilvanisli.com :: Mezheplerimiz Ve Fıkıh Kaynakları :: Hanefi Mezhebi :: Şafii Mezhebi :: Maliki Mezhebi :: Hanbeli Mezhebi-
Buraya geçin: