Abdurrahmân-i Tâğî (k.s) umuma açık sohbetinde şunları söyledi:
-Münkir olmamak şartı ile bu yüce tarikatın mensuplarının sohbetlerine katılan kimse ehli sohbet olmasa da sohbetten kâr sağlar. Sohbette elde edilen kâr, büyüklerin himmeti ile cehennem ehli olmaktan kurtuluştur.
Sözlerinin burasında İmam-ı Rabbani hz.lerine dayanarak şu hadisi nakletti.
"İnsan sevdiği ile birliktedir." (Keşfu´l-Hafa 2/261)
Başka bir seferde Gavs´ın (k.s) yanında iken bu kapıdan istifadenin olmadığı hususunda ümitsizlik hasıl olmuştu. Bu halin üzerine Gavs (k.s) şöyle buyurdu:
"İnsanın hiç bir kârı olmasa da şu sohbet meclisinde bulunması yeterlidir." dedikten sonra şu hadisi okudu:
"Kişi sevdiği ile beraber haşrolur." (Riyazus Salihin/635/1445)
Bakınız, Hace Alâuddîn-i Attar, Reşahat´ta ne buyuruyor: Bir mürid, mümkünse hergün sohbete katılmalı, değilse iki günde bir, o da mümkün değilse haftada bir, değilse ayda bir. Veyahut yılda bir veya iki defa mümkünse sohbete katılmalı. Hiç olmazsa iki senede bir sohbete katılmalı.
Seyda-i Tâğî (k.s) başka bir sohbetlerinde şu vakıayı nakil ettiler: Gavs´a (k.s) bir gün bir kişi gelip, dedi ki: Efendimiz, falan zat sizin yolunuza intisapla şereflenmek istiyor, fakat dünyevi bir engeli var ne emir edersiniz
Gavs (k.s) buyurdu:
"Seven sevilir ve tarikatta sayılır."
Seyda sözlerine şöyle devam etti: Kıyamet günü bir kişi getirilir. Bakılır ki amel defteri boştur. Kurtuluşuna sebep olacak bir hayır ameli yoktur. Adama sorulur hiç mi hayır amelin yok Adam der ki bir gün bir yerde oturuyordum baktım ki yerime bir gölge düşmüş. Gölge sahibi ise gönül ehli bir zattı. Bu zat, o gölgenin hatırına affedilir.