buharalıbilvanisli.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

buharalıbilvanisli.com

Sofilerin Buluşma Noktası Buhara
 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
buharalıbilvanisli.com Son Konular
KonuYazanGönderme Tarihi
Salı Şub. 08, 2011 11:13 am
Cuma Ocak 28, 2011 9:56 am
Salı Ocak 11, 2011 10:43 pm
Salı Ocak 11, 2011 10:41 pm
Çarş. Ocak 05, 2011 8:01 am
Çarş. Ocak 05, 2011 7:57 am
Çarş. Ocak 05, 2011 7:40 am
Salı Ocak 04, 2011 6:58 pm
Salı Ocak 04, 2011 6:32 pm
Salı Ocak 04, 2011 6:32 pm
Salı Ocak 04, 2011 9:37 am
Ptsi Ocak 03, 2011 7:15 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 7:02 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:55 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:43 pm
Ptsi Ocak 03, 2011 6:27 pm
Perş. Ara. 30, 2010 10:23 am
Perş. Ara. 30, 2010 8:27 am
Paz Ara. 26, 2010 2:53 pm
Paz Ara. 26, 2010 2:43 pm
Cuma Ara. 24, 2010 8:11 pm
Cuma Ara. 24, 2010 1:34 pm
Cuma Ara. 24, 2010 8:50 am
Perş. Ara. 23, 2010 1:19 pm
Perş. Ara. 23, 2010 8:12 am
Similar topics

 

 Şahı Bilvanis Şeyh Seyyid Fevzeddin hz.den gavsın nisbeti hakkında sohbet

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
ŞaHa Meftun

ŞaHa Meftun


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 30/06/10
Nerden : Ankara

Şahı Bilvanis Şeyh Seyyid Fevzeddin hz.den gavsın nisbeti hakkında sohbet  Empty
MesajKonu: Şahı Bilvanis Şeyh Seyyid Fevzeddin hz.den gavsın nisbeti hakkında sohbet    Şahı Bilvanis Şeyh Seyyid Fevzeddin hz.den gavsın nisbeti hakkında sohbet  Icon_minitimePtsi Eyl. 20, 2010 9:33 am



Gavs (k.s.a) irşada başladığı zaman çok eziyet çekiyordu. Tabi eziyeti de hakikaten çok zordu. İmkansızlıklar içerisinde.. Bugünkü gibi imkanlar da yoktu. İrşada çıktığı zaman Gavs k.s.a , biraz cesedi ağırdı. Katırlarla çıkıyordu , bazen evden çıktığı zaman kırk gün, bazen iki aya yaklaşıyordu hiç eve dönmüyordu . Bazen de öyle asi yerler vardı ki ancak çarık giyerek , yürüyerek ….Katırla , atla mümkün değildi. Bütün gayesi neydi ? Allah rızası idi , Hz. Rasulullah (s.a.v) in ümmetinin irşadı içindi. Köy köy dolaşıyordu. Bazen insanların gelmesi mümkün olmuyordu , durumları yoktu. Bazen geliyorlar , Gavs (k.s.a) ı davet ediyorlardı, köyümüzün halkının gelmesi mümkün değildir , acaba Gavs gelir mi diye ? Gavs (k.s.a) kalkardı beş on kişiye tarikat vermek için , bazen iki – üç gün yol göze alarak hayvanlarla gidiyordu. Gayesi neydi ? Birincisi: Hz. Rasulullah’ın (s.a.v) ümmetinin hidayeti içindi. Gavs (k.s.a.) takriben onbeş sene bilfiil irşad yaptı gezerek .Çoğu zaman dolaşarak irşadına devam etti. Son on sene belki gitmedi , artık oturuyordu , artık irşad başlamıştı , her taraftan gelmeye ... Levra gayesi Allah idi , maksudu Allah idi. Başka bir amacı yoktu , bir makam değildi , bir mevki değildi , bir gösteriş değildi. Hakikaten Gavs (k.s.a) irşada başlamadan önce bizim memleket perişandı. Yine şeyhler çoktu , mürşitler çoktu , alimler çoktu ama yine de cehalet de çok fazlaydı. Tabi irşada başladığı zaman , insanlar Allah yoluna geldiği zaman , namazlarıyla, ibadetleriyle, taatlarıyla, ahlaklarıyla , fikirleriyle tamamen değişiyorlardı. Herkes Gavs hz.nin sofisini çok rahatlıkla başkalarından ayırt edebiliyordu. Levra Gavsın yanına gidenler, nasıl ki Gavs hz lerinde tamamen ahlaki Muhammediye varsa , onun yanına giden , ona teslim olan , onun sohbetine devam eden kişiler de ,o sofiler de tamamen ahlakı muhammediyeyi celbediyorlardı. Onlardan her biri ahlaken,zirken,fikren . ..Hepsi Gavsın şekline giriyorlardı. Levra muhabbetini tamamen celbediyorlardı , levra her tarafları muhabbet oluyordu. İşte insan da …. Hakikaten Gavsın ( k.s.a ) verdiği o emek , o eziyet , o gördüğü çile , bugün hepsi onun bereketidir. Bugün hepsi onun hayrıyladır , herkes keyf yapıyor , sefa yapıyor , muhabbet yapıyor , aşk yapıyor . O eziyeti çekmişler , yorulmuşlar , o cefayı çekmişler . Şimdi ise hepimiz o keyfi içinde yüzüyoruz. Ama bir gün bunun suali de bize sorulacak . Bir gün bu sorular bize sorulacak. Madem ki bütün eziyeti o çekti , o eziyetleri , o uykusuz günleri , o aç günleri , zahmetli günleri , siz niye ona benzemediniz ahlaken , fikren, tabiaten ,zirken neden ona benzemediniz. İşte bir gün bize bu sorular sorulacaktır. Hakikaten insan istiyor ki Gavsın dergahına gittikten sonra , Sultan hz nin dergahına gittikten sonra , her birisi ahlaken Gavs gibi olsun , Sultan hz gibi olsun , ahlaken , fikren öyle olsun , tabiaten öyle olsun , aklen öyle olsun , zirken öyle olması lazım. Hiç olmazsa insan kendini onlara benzetirse , inşallah kıyamet günü muhakkak ki Allah c.c bize de onların hatrına verir inşallah….Levra Gavsın ( k.s.a) , hakikaten ahlakı tamamen Hz.Rasulullah s.a.v in ahlakı idi. Halimliğiyle heybetiyle sohbetiyle bütün hareketleriyle insan baktığı zaman , onun bir bakışıyla insanın tırnağından tutun tepeye kadar sarsılmaması mümkün değildir. İnsan bir an olsun dahi Gavsın huzurundan ayrılmak istemiyordu. İnsan , daimul evgad istiyordu ki onu seyretsin . Allah c.c hakikaten öyle bir güzellik te vermişti ki insanın yeryüzünde tasavvur etmesi mümkün değildi , insan baktıkça doyamıyordu , baktıkça insan hakikaten kendini kaybediyordu, kendinden geçiyordu . İnsan dayanması mümkün değildi . O kadar Allah c.c zahiren ve batınen güzel yaratmıştı. Hakikaten insanın onun sohbetine girdiği zaman fayda almaması mümkün değildi. İllaki insanın kalbi sert dahi olsaydı , muhakkak ki insan onun sohbetine girdikten sonra Allah ın muhabbeti doluyordu , Rasulullahın muhabbeti doluyordu , sadatı kiramın muhabbeti doluyordu. O da alametidir ki Allah onu büyük yaratmıştı , aynı anlarda kalbe tasarruf ediyordu , saniyeyi geçirmezdi , Allah onu o kadar büyük yaratmıştı. Muhakkak ki öyle büyük bir Gavsın büyüklüğüyle , azametiyle …Bazen sofileri geliyordu , sofi kendisi hırsız idi , yol kesiciydi , eşkiyaydı . Gavsa teslim olduğu zaman, kısa bir dönemde insan o hırsızın o yol kesicinin sohbetinden ayrılmak istemiyordu. Hayatında Fatiha okumamıştı , Allaha secde etmemişti. Bazen öyle insanlar vardı ki Gavsla geze geze , insan bakıyordu büyük alim zannediyordu. Sohbete başladığı zaman, Gavsı anlattığı zaman , sadatı kiramı anlattığı zaman insan muazzam bir ehli irşad diyordu , öyle zannediyordu . O kadar büyük kerem oluyordu. Bakıyordu ki insan, fatihayı ezberlemiş , tebarekeyi ezberlemiş , yasini ezberlemiş. Gavsın (k.s.a) okuduğu bütün sureleri ezberlemişler , ama zahiren önüne kuran koyulduğunda bir satırını dahi okuması mümkün değildi. O kadar fayda görüyorlardı . Levra bütün gün var güçleriyle gavsa (k.s.a) muhabbetlerini veriyorlardı. Muhabbetinden ayrılmıyorlardı , aşkından ayrılmıyorlardı. Onun için muhakkak insan istiyor ki hiç olmazsa gavsın sofileri gibi faydalansın , levra yol aynı yoldur , tasavvuf aynı tasavvuftur , din aynı dindir , zaman aynı zamandır , değişen hiçbir şey yoktur , ancak biz değişmişizdir . Dünyanın lezzetleri , keyfi , sefası , her şeyden bizi alıkoymuştur. Levra insan Gavsın (k.s.a) sohbetine girdiği zaman , doğudan batıya kadar hepsi insanın malı olsa dahi bir leş gibi bile gelmiyordu , o kadar soğuyordu . Allahın muhabbetine karşı , Rasulullah s.a.v in muhabbetine karşı …. Yani doğudan batıya bütün mal, mülk, servet, makam, mevki, insanın olsaydı dahi insanın gözüne hayvan kadar leş kadar gelmesi mümkün değildi.…Levra neden ? İnsan fayda görüyordu. Levra insan Gavsın (k.s.a) sohbetine girdiği zaman mest oluyordu . insan tamamen kendinden geçiyordu. Ne dünya , ne mal , ne mülk , ne evlat , hiçbir şey insanın aklına gelmiyordu . Allahtan başka hiçbir sevgi olmuyordu. Hiçbir muhabbet olmuyordu. Bütün gaye , muhabbet ; Allah idi , Hz. Rasulullahın muhabbetiydi , Sadatı Kiramın muhabbetiydi Onun için insan istiyor ki , aynen Gavsın zamanındaki muhabbet olsun , insan istiyor ki o günkü aşk olsun , insan istiyor ki o günkü teslimat olsun , insan istiyor ki o günkü ihlas olsun. İnsan muhakkak ki kabildir , yeter ki insan da bir hareket olsun , levra himmetleri çoktur , bereketleri çoktur. İnsan bir tek isimleri dahi zikretse , hiç görmese dahi , o bile insana tesir ediyor. Onun için Allah c.c. bu keremi yapmıştır , bu ihsanı yapmıştır ki , bu zamanda Gavs hz gibi , Sultan hz gibi bizlere nasip etmiştir. Hiç olmazsa bizim de adam olmaya çalışmamız lazım. Kendimizi tanımamız lazım. O gördükleri eziyet, o cefa boşa gitmesin .Bu kadar eziyet gördüler , bu kadar cefa gördüler , bu kadar Hz. Rasulullah sav in ümmetinin irşadını yaptılar , hiç olmazsa o eziyet boşa gitmesin , hiç olmazsa o gördükleri cefa boşa gitmesin . Bizde de bir hareket olması lazım, bizim de muhakkak çeki düzen vermemiz lazım. O muhabbeti yakalamak için , o aşkı yakalamak için , o adabı yakalamak için , o edebi yakalamak için. Onun için bunu yakalamak için insanın daima ehli sohbet olması lazım. Dünyanın kelamı olmaması lazım , gıybet olmaması lazım , kimsenin hakkında konuşmamak lazım , kimsenin hakkında fikir yürütmemek lazım , kimseye buğzetmemek lazım , kimseye kin beslememek lazım. Onun için daimul evgad insan ehli sohbet olsa , ehli muhabbet olsa , ehli zikir olsa , insanın muhakkak ki o muhabbeti yakalaması mümkündür , imkansız değildir. Onun için muhakkak ki , insan istiyor ki , Gavsın kapısında Sultan hz kapısında her tevbe eden de öyle olsun diye. Onun için gayret etmek lazım. Nasıl ki Gavsın ,Sultan hz lerinin ahlakları ,Hz. Rasulullahın ahlakı idi , ahlakı Muhammedi idi . İnsan istiyor ki onların kapısına gelen , tevbe eden insanlar da aynen ahlakı Muhammedi olması lazım. Adaben , edeben ,fikren ,zirken , bütün hareketleri ile diğer insanlara örnek olsun. İnsan istiyor ki hiç olmazsa belki kendimizi onlara benzetirsek , kıyamet günü , onların himmetiyle onların bereketiyle , şefkatiyle , Hz. Rasulullahın şefaatine nail oluruz inşallah. Onun için gayret etmemiz lazım , vaktimizi kaybetmememiz lazım. Kendimizi bu fitneden bu fücurdan kurtarmak için muhafaza etmek lazım . Kendimizi , etrafları ihata etmemiz lazım , neyle , taatla ibadetle , zikirle . Ancak öyle kurtulmuş oluruz bu zulmün , bu zulmetin , küfrün ortasından. Onun için buna gereken nedir ki ? İnsan diline hakim olacak , insan gözüne hakim olacak, insan eline hakim olacak , insan ayağına hakim olacak , insan kulağına hakim olacak.Hiç olmazsa bu azalarımız harama tevessül etmesinler . Hiç olmazsa bu azalarımızı Allahın emrine vermek lazım , Hz. Rasulullahın sünnetine vermek lazım , başka türlü kendimizi muhafaza etmemiz çok zordur. Hiç olmazsa o muhabbeti ,aşkı yakalamak için. O da muhakkak ki zor değildir , kolaydır . Yeter ki biz de biraz hareket olsun inşallah.
Dualarda unutmayın inşallah. ( ŞaHa Meftun )
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
haydarı kerrar

haydarı kerrar


Mesaj Sayısı : 355
Kayıt tarihi : 02/07/10
Nerden : ANKARA

Şahı Bilvanis Şeyh Seyyid Fevzeddin hz.den gavsın nisbeti hakkında sohbet  Empty
MesajKonu: Geri: Şahı Bilvanis Şeyh Seyyid Fevzeddin hz.den gavsın nisbeti hakkında sohbet    Şahı Bilvanis Şeyh Seyyid Fevzeddin hz.den gavsın nisbeti hakkında sohbet  Icon_minitimeCuma Eyl. 24, 2010 8:34 am

Emeğine yüreğine sağlık kurban Rabbim razı olsun.vesselam
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Şahı Bilvanis Şeyh Seyyid Fevzeddin hz.den gavsın nisbeti hakkında sohbet
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ŞAHI BİLVANİS ŞEYH SEYYİD FEVZEDDİN HZ.DEN (K.S.A) TEVBE HAKKINDA SOHBET
» Şahı Bilvanis Şeyh Seyyid Fevzeddin Hz.den şeriatın ve namazın önemi hakkında sohbet
» Şahı Bilvanis Seyyid Fevzeddin hz. den evradlar hakkında sohbet (yazı )

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
buharalıbilvanisli.com :: Şah Seyyid Fevzeddin (k.s.a) Hayatı Sohbetleri :: Şah Fevzeddin (k.s.a) Sohbetleri-
Buraya geçin: